Her şey bir hayalle başlar. Kimi zaman bir sofrada, kimi zaman bir atölyede, kimi zaman ise bir kalp atışında. Milan Home da bir hayalle doğdu: Evlerin ruhunu yansıtan, el yapımı cam ürünlerle zarafeti buluşturmak.
Bir kadın olarak iş hayatına atılmak, hele ki el emeğine dayalı, estetik ve zarafet odaklı bir alanda varlık göstermek kolay değildi. "Yapar mıyım?", "Beğenilir mi?", "Yeterli miyim?" gibi sorular, başlangıçta yanı başımdaydı. Ama içimde bir şey daha vardı: İnat, tutku ve söyleyecek bir sözüm.
Camla çalışmak incelik ister. Tıpkı kadın gücü gibi: Nazik ama dirençli. Bir karafın çizgisi, bir vazodaki köşe, bir sunumluğun ışığa tutuluşunda hem estetik hem emek saklıdır. Ben bu detaylarda kendimi buldum. Her bir ürünü tasarlarken, sadece satılacak bir nesne değil; kadın eliyle şekillenmiş bir duruş yaratmak istedim.
Bu yolculuk boyunca en büyük destekçim bazen bir mesaj, bazen bir beğeni, bazen de "Ellerinize sağlık" cümlesi oldu. Kadınların birbirine olan güvenini, dayanışmasını gördükçe daha da cesaret buldum. Milan Home, bu dayanışmanın, estetiğin ve emeğin bir yuvaya dönüşmesidir.
Bugün, camdan bir karafa baktığınızda sadece bir ürün değil; hayalini gerçeğe dönüştüren bir kadının izini göreceksiniz. Ve belki siz de içinizdeki sesi duyacaksınız: "Ben de yapabilirim."
Çünkü her kadın, bir şeyi güzele dönüştürecek kadar güçlüdür.